Cevap : |
Bir şirkete ait olarak çalışanlar veya Belediyeye ait bir şirkette çalışanlar şirket elemanıdır. Yani Kadrolu değil taşerondur. Belediyenin kendi kadrosunda çalışanlar kadrolu işçidir.
11.9.2014 tarihli ve 6552 sayılı Torba Kanunla yasalaşmıştır.Yapılan düzenleme ile Taşeron diye ifade edilen işçilere bir kere 3 yıllık sözleşme yapma imkânı getirilmiştir. Yani 11,5 ay çalışan işçiler şimdi, en az 3 yıl çalışacaklar. 3 yıllık bir iş güvencesi getirilmiştir. Yıllık izin hakları yoktu, yıllık 15 gün izin hakkını elde etmişlerdir. Kıdem tazminat hakları yoktu, şimdi kamunun güvencesinde kıdem tazminat hakları onlara verilmiştir. Örgütlenme hakları yoktu, şimdi sendikalı oldular ve toplu sözleşme haklarını elde ettiler. Kadrolu işçilerin elde ettiği haklar ne ise bunların tamamı alt işveren işçisine de verilmiştir.
İşçi ve işveren sendikaları ile birlikte toplu iş sözleşmesi – grev ve lokavtla ilgili yasal düzenleme 18.10.2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda yer almaktadır.(RG., 07.11.2012, 28460).
Anayasanın “Grev Hakkı ve Lokavt” başlıklı 54. maddesinde toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin grev hakkına sahip oldukları hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin devamında grev hakkının kullanılması ve işverenlerin lokavta başvurmalarının usul ve şartlarının kanunla düzenleneceği belirtilmiştir (AY m. 54/I). Anayasadaki bu düzenlemeye uygun olarak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 58. maddesinin 1. fıkrasında grev kavramı tanımlanmıştır. Anılan fıkraya göre, “İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir”. Bu genel tanımlamanın ardından Kanunda kanuni grev de tanımlanmıştır. Buna göre, “Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması hâlinde, işçilerin ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını korumak veya geliştirmek amacıyla, 6356 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan greve kanuni grev denir” (m.58/II). Kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan grev ise kanun dışıdır (STİSK m. 58/III).
Kanuni bir grev ancak işçi sendikasınca alınan bir karar uyarınca yapılabilir. İşin bırakılması, işin durdurularak işçilerin işyerinden ayrılmalarını ifade eder (STİSK m. 64/I).
6356 sayılı Kanuna göre greve toplu iş sözleşmesinin yapıldığı sırada çıkacak bir uyuşmazlık üzerine gidilebilir (STİSK m. 58/II).
6356 Sayılı Kanun kapsamında işçi sendikasına üye olabilmek için Kanun kapsamında işçi olmak (STİSK, m.17/1), yaş koşulunu sağlamış olmak (STİSK, m.17/1) ve sendikanın kurulu bulunduğu iş kolunda çalışıyor olmak (STİSK, m.17/4) gerekmektedir.
iş sözleşmesi ile çalışan herkes, 6356 sayılı Kanun’a göre işçi olarak kabul edilecektir.
Kanuni Grev ve Lokavt Kararının Alınması ve Uygulamaya Konulması:
Toplu görüşmelerin arabulucuya rağmen uyuşmazlıkla sonuçlanması halinde; grev kararı, 6356 sayılı Kanunun 50 nci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen uyuşmazlık tutanağının (arabulucu tarafından düzenlenen tutanak) tebliği tarihinden itibaren altmış gün içinde alınabilir ve bu süre içerisinde altı iş günü önceden karşı tarafa bildirilecek tarihte uygulamaya konulabilir. Bu süre içerisinde, grev kararının alınmaması veya uygulanacağı tarihin karşı tarafa bildirilmemesi hâlinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi düşer.
Uyuşmazlığın tarafı olan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren, grev kararının kendisine tebliğinden itibaren altmış gün içinde lokavt kararı alabilir ve bu süre içerisinde altı iş günü önceden karşı tarafa bildirilecek tarihte uygulamaya koyabilir.
Grev ve lokavt kararları, kararı alan tarafça işyeri veya işyerlerinde derhâl ilan edilir.
Grev kararının işyerinde ilan edildiği tarihte o işyerinde çalışan işçilerin en az dörtte birinin ilan tarihinden itibaren altı iş günü içinde işyerinin bağlı bulunduğu görevli makama yazılı başvurusu üzerine, görevli makamca talebin yapılmasından başlayarak altı iş günü içinde grev oylaması yapılır.
1982 Anayasası toplu menfaat uyuşmazlıklarının çözümünde işçi tarafının greve başvurabileceği esasını kabul etmekle birlikte grevin yasaklanabileceği veya ertelenebileceği hallerin ve işyerlerinin kanunla düzenleneceği ve bu gibi hallerde uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulunca çözümleneceğini belirtmiştir (AY m. 54/V). 6356 sayılı Kanunda da buna benzer bir düzenlemeye yer verilmiş ve bazı işler ve işyerleri için grev yasakları öngörülmüştür (STİSK m. 62/I).
6356 sayılı Kanunda da grevin yasak olduğu birçok iş ve işyeri belirlenmiştir.
Bunlar şunlardır:
• Can ve mal kurtarma işlerinde,
• Cenaze işlerinde ve mezarlıklarda,
• Şehir şebeke suyu, elektrik, doğal gaz, petrol üretimi, tasfiyesi ve dağıtımı ile nafta veya doğalgazdan başlayan petrokimya işlerinde,
• Bankacılık hizmetlerinde,
• Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen işyerlerinde,
• Kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde,
• Hastanelerde grev ve lokavt,
yapılamaz.
Bakanlar Kurulu, genel hayatı önemli ölçüde etkileyen doğa olaylarının gerçekleştiği yerlerde bu durumun devamı süresince yürürlükte kalmak kaydıyla gerekli gördüğü işyerlerinde grev ve lokavtı yasaklayabilir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenleme ve açıklamalara göre, İşçi ve işveren sendikaları ile birlikte toplu iş sözleşmesi – grev ve lokavtla ilgili 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda ve buna bağlı ikincil mevzuatta yer alan düzenlemelerde işçilerin nasıl greve karar verecekleri ve gidecekleri belirlendiğinden buna göre hareket edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
|